19.8.15

Wattpad Aşkına!



Wattpad son zamanlarda özellikle acemi yazarlar için en popüler telefon uygulaması haline geldi. Birkaç ay boyunca sadece uzaktan takip ettim. En son "Kim lan bu Ediz Çağıran?" diyerek uygulamayı 8 ay önce indirdim. İndirdiğim gibi Yabancı isimli hikayeye bir sardım. Yemek yerken, su içerken, uyumadan önce her an her yerde okuyup "Ediz" diye gezinir oldum.

Wattpad gerçekten özellikle kitap okuma aşkından mahrum kalmışlar liseli gençlik için bir kurtuluş oldu. Aynı zaman da ikinci plana atılan Türk yazarlarını da ön plana çektiğini düşünüyorum. Oluşturulan kurgular, kurulan cümleler sayesinde kendi kitapçılarımızda bolca Türk isimleriyle kitaplar görmeye başladık. Bunun yanı sıra çok genç insanların da kalemlerinin ne kadar kuvvetli olduğunu keşfettik. Kimi grup bu genç yazarları "ergen" olarak nitelendirse de ben öyle düşünmüyorum.

Çok küçük yaşta bu uygulama sayesinde hikayesi kitaplaşanlar var. Ama o yaşına inatla o cümleleri kuran birini ergen diye küçümsemek bana hazımsızlık gibi geliyor.

Sadece genç kuşağa da hitap etmiyor. Yazarlar arasında istediğiniz her yaşta insana denk gelebiliyorsunuz ve aynı şey okuyucular için de geçerli. Kitap dosyasını herhangi bir yayın evine gönderdiğinde fark edilmeyecek birisi orada bu şansı kendi kendine yaratıyor.

Ben Wattpad'i seven kısımdayım. Bir hikayeyi okurken yazanın profiline girip incelemek son işim oluyor. Cümleleri bana dokunuyorsa gerisini umursamıyorum.

Bu hikayeler arasında en popüler olan Yabancı sanırım. Yabancı'yı Öznur Yıldırım yazıyor. Önce hikayesini okudum. Sonrasında aylardır yeni bölüm eklemediğini görüp kısa çaplı bir sinir krizi geçirdim. Başladım Öznur nerede? Ne yapıyor? diyerek tüm sosyal medya hesaplarını takip etmeye.. Öznur liseden yeni mezun oldu. Şuan 18 yaşında ve istediği bölüme girmek için çalışan bir öğrenci ama aynı zamanda kaleminin güzelliğine diyecek çok sözüm yok. Bir de tüm bu kurguyu 16 yaşında yazdığını söylediğinde saygı duyuyorum. Üzerine yapılan yükleme ve iftiralara karşı umursamaz duruşunu beğeniyorum.

Öznur şimdi bir yıl sonra 47. bölümü için yazıyor. Üzerine o kadar ağır bir yük almış durumda ki sevenlerinin olduğu kadar sevmeyenleri de çok aslına bakarsanız bence hazımsızlık edenler çok diyebilirim. O kadar ağır eleştiriler ve bir kısım ergen tarafından o kadar ağır cümlelere maruz kalıyor ki duruşuna helal olsun diyorum. Dedikodulara göre bir yayın evi ile anlaşmış ama ne kadar doğru bilemiyorum.

Bir de Büşra Yılmaz var ki kendisi MishaPM kullanıcı ismiyle tanınıyor. Kendisine diyecek bir sözüm yok. Çünkü Büşra gördüklerim arasında 'en iyiler' listesinde ilk üçü zorlar. Yazdıklarının yanı sıra Büşra o kadar tatlı ve sevecen biri ki onu sevmemek elde değil. Kalemi çok orjinal bir hatun. Böyle suratını iki elim arasına alıp "Yerim kızım senin o cümlelerini" diye sevesim geliyor.

4N1K isimli hikayesiyle kahkahalar attırıp aynı zaman da okuyucularını Alikuş diye inletirken aynı zaman da Ölüme Fısıldayan Adam ile her birimizi bir Okyanus aramaya mahkum ediyor. Kelimeleri inanılmaz bir kurguyla cümleye dönüştürüyor. Şimdi Ağustos sonu ya da Eylül gibi 4N1K'yı Epsilon Yayınlarından çıkarmak için hazırlanıyor. Kış aylarında da Ölüme Fısıldayan Adam'ı ellerimizde yine aynı yayın evinden kitap olarak okumayı bekliyorum.

Hiç mi kötü yok diye sorarsanız. O kadar çok ki! Gerçekten sadece fark edilmek için yazanlar, yazdıkları beş para etmeyecek insanlar, hayatında bir tane kitap okumamış insanlar var. On bin takipçisi oldu diye Elif Şafak'tan fazla ego sahibi olmalarını da aslında yayın evleri yapıyor. Duymadığım kadar yayın evini bu uygulama sayesinde duydum. Her okunma sayısı artanın hikayesini kitap yaparak saçma sapan kişileri başımıza yazar ilan ediyorlar. Daha çok yeni bir zaman da bir yazara düzgünce bir eleştiri yapan arkadaşımın aldığı cevap "Siktir" oldu. Kendisine ve kalemine güvenen ve yaşı da bir o kadar büyük olan bir yazarın eleştiriye verdiği cevap bu kadar kısa ve basit oldu. Hikayelerini kaldırıp her yerden takibimi çektim. Böylesine gereksizler de var.

Yine de Wattpad'i sevmekten kendimi alıkoyamıyorum.

Dip not: İlk defa Ölüme Fısıldayan Adam'ı hatırlayamadığım kadar çok sayıda okudum.

5 yorum:

  1. watpatt'ın edebiyat dünyasını baltaladığını düşünüyorum.
    zaten popüler kültürün esiri olmak için can atan bir sistem varken, bir de para para para diye ağlayan yayınevlerinin ilacı oldu. sırf on bin tane takipçisi var diye, iki cümleyi yan yana getiremeyenlerin kitapları basıldı. bu bir dramdır.. bu bir vahşi kapitalizm

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kötü yanları yok diyemem. Edebiyata bu kadar maddiyat açısından bakan yayınevleri ve popülerlik uğruna eline belki de ilk kez kalem alarak edebiyatın ruhunu linç eden insanlar çok ama ben onların silinip gideceğinden bir o kadar eminim. Genç kalemlere bir şans tanıyor ve bu fark ile geleceğe yeni yazarlar geliyor. Gerek kurguları gerekse kalemleri ile fark atan insanlarda var ve o insanlar belki yazdıklarını bir yayınevine göndermiş olsalardı fark edilmeyeceklerdi.
      Zaten belli başlı birkaç yayınevi her popülerin kitabını çıkarmaktan ziyade sayılı hikayeleri kitaplaştırıyor. En güzel tarafı 15 yaşındaki bir kız ergenlikler yapmak yerine okuyarak yazmanın tadını çıkarmaya başladıysa kötü tarafını benim için bastırır

      Sil
    2. bu işin içine girmeden bana da senin gibi biraz hoş görünüyordu.
      yakında kısmetse ilk kitabım çıkacak. yayınevi süreçlerimi bile anlatsam roman olur.. ortalık çok kötü biliyor musun. ne teklif ediyorlar bir bilsen altına sıçarsın gülmekten. 3 kişi popüler olup paranın amına koyacağız diye diğer tüm belli usluba sahip yazarların götüne koyuyorlar

      Sil
    3. Haklısındır. Ne yazık ki herşey popüler olmaktan geçer oldu. Sırf popülerliği yakalayamadı diye nice güzel kalem yok sayılıyor. Ama bunun önüne de nasıl geçeriz kestiremiyorum. Böyle söylediğime bakma henüz bir tanesinin kitap halini elime almadım. Beklediklerim de bu yazıda olanlar ve gözüm kapalı alacaklarım. Her ikisinin de kaleminin orjinalliğini sevdim ve cümlelerini sevdim. Ben bir kitap okuyayım bana bir cümle bıraksın diye düşündüğümden sanırım.

      Sil