9.3.16

kitap gibi adam aranıyor!



Bu aralar kafamı sadece iş ve okula bir de gece çalışınca iki senedir uykuya vermiş durumdayım. Yine de çok insanın olduğu alanlarda olduğum için kafamı bulandırmayı başardılar. Ben bu sene karakterimi değiştirmeye çalışıyorum. Daha az konuşup daha az insanlarla tanışmak istiyorum. Her seferinde de kendimi yine bir sohbetin içinde buluyorum.

Ben akşam hatta gece saatlerinde bir mekanda garsonluk yaptığım için haliyle etrafımdaki on kişiden dokuzu erkek oluyor. Ben de bir kadın olarak iki senedir, erkeklerin iç dünyasına tanıklık ediyorum.

Bir ortamda ben varsam o konu bir şekilde yazmaya ya da kitaplara geliyor. Peki etrafımdaki bu kadar erkeğin kitaplarla arası nasıl? Çoğunluğu öğrenci olan bu arkadaşlarımın arasında bir kişi haricinde kitaplara ılımlı bakan ne yazık ki yok.

Ben her zaman şunu söylerim;
Herkes okusun da bırakın ne okursa okusun. Okuduğu kitap klasik olmaz ama illa ki ona bir düşünme yetisi katar. Bir vicdan katar. Belki biraz hayata eğlenceli bakmayı sağlar ama o kitap isterse çerezlik bir kitap olsun kattığı şey çok olur.

İlk defa İşte Benim Stilim'de All Star birincisi Ayşenur'un "Ben kitap okumam." demesiyle başladı farkındalığım. Bir baktım insanlar bu cümleyi övünür gibi söylüyor. Etrafıma bakınca bu cümleler genelde erkeklerin ağzından çok oluyor.

Bilgi yarışması tarzında bir oyun çıkmış onu oynuyorlar. Ben de personel odasına girdiğim de tüm kitap sorularından sorumlu tutuluyorum. Okumadıklarımda bile bir genel bilgim olduğunu görünce bir tanesinin ağzından "Ben hayatta okumam." gibi bir cümle dökülüyor. Anlamsızca ona bakıyorum. Çok yakışıklı, boyunun maşallahı var. Eski sporcu olduğu için fiziği de mükemmel. Karakteri diye sorarsanız gerçekten güzel karakterli bir insan. Ama o an gözümden hızlı bir düşüşe geçiyor...

Eski sevgilim ki sevgilim demeye bin şahit aldığım politik romanımı bir eline alıp "Adam gibi şeyler okusana..." diye atmıştı. Ona ne okumam gerektiğini sorunca "Okuma da git okuluna derslerine çalış sınıfta kalmazsın böylece..." demişti.

Bir tane arkadaşım k kendisi bolca kültür edinmesi gereken bir bölümde okuyor. "Ben kitap okumam ya yeteri kadar hayattan yaşayıp öğreniyorum. Hem vaktim yok." demişti.

İlk sevgilim de kitabımın ilk baskısını okumak için istemişti ama genel de okumamak onun huyuydu. Ben de yenisini alıp ona hediye edeceğimi ve birinci baskısını vermeyeceğimi söylediğimde "Hayır yani bir kere okumuşsun. Ver işte belki okurum." diye anlamsız bir cümle kurup kavgayı ateşlemişti. Evet, biz kitap okumalarım ve onlara değer vermem yüzünden kavga ediyorduk. Bir keresinde güya beni mutlu etmek için D&R'ye götürmüştü. En son sıkılıp orada bir güzel benimle tartışmıştı.

Tabiki kadınlar arasında da bu düşüncelere sahip insanlar ama erkekler arasında daha yaygın bir düşünce... Etrafımdaki hiçbir erkek kitap okumama anlam veremiyor.

Bir tane adamdan etkilenmiştim. İki sene önceydi. Çok kitap okuduğunu duyunca herşeyi göze alıp yazmıştım. Sevgili olamadık çünkü başka şehirde hayatını kurmak için gidiyordu. Zaten ben onunla arkadaş olmayı aklına estiğinde yazmasını sevmiştim. Bunu da yazıyorum bu arkadaşım bir istisnadır.

Çalıştığım yerdeki usta gerçekten kendi cinsinin aksine oldukça bol okuyor.

EE başka? Vallahi bir de lise de bir arkadaşım çok okuyordu. Sadece çalıştığım mekanda iki senedir yüzlerce insan tanıdım. Tüm hayatıma bakıyorum sadece üç kişi tanımışım. Sadece üç erkek kitap kokusunu biliyormuş. Sadece üç adam benim Sabahattin Ali sevgimi anlayabilirmiş.

Bir de bu üç güzel insan haricinde kalanlar var. Onların ortak özelliği şu; bir ayakkabıya beş yüz lira verirler. Bir telefona üç milyar verir ve her yeni modelinde değiştirir. Bir bıçağa beş yüz lira verir. Ben koşa koşa aralarına girip bir kitaba yüz lira vereceğimi söylediğimde her biri kınayarak bana bakıyor...

Şimdi bu adamları görünce şunu düşündüm; bana hoşlandığı için gelen adamlar oluyor. Bu adamlarda aradığım özellikler hiç fiziksel olmadı. Ben her zaman doya doya muhabbet edebileceğim aynı zamanda zeki olan ve zekasını kullanan adamlara duygular besledim. Bana gelen adamlar başta hoş geldi sonrasında benimle bir Sabahattin abinin kaleminde kaybolamadılar. Herkes aynı şeyi sevmez diyerek denedim ama daha beni anlayamadılar ki?

Yine bir erkek arkadaşım bir tarafta takımımın renklerini görünce "Buraya bakıyorum bir holigan" diyerek diğer tarafa yani kitaplarla oluşturduğum yığınıma dönüp "Buraya bakıyorum kültürlü bir kadın." demişti. O zaman anladığım şey; kitap okuyan insanlara karşı oluşan önyargılar. Hatta korkular.

Kitap okuyamam ben çünkü deli gibi futbol seviyorum!
Abi ben eğlenceli adamım ya kitap falan okuyamam.
Entel miyim lan ben ne kitabı?
Mühendisim oğlum ben Sabahattin Ali bana fizik mi öğretecek?
vs. vs. vs.
Bu liste uzar gider.

Etrafımdaki her erkeğe şunları söylemek istiyorum belki bu sayede biraz korkularını yenerim diye;
Bakın deli gibi kitap okuyorum ama aynı zamanda ben sizin o markalı kıyafetlerinize de para veriyorum. O altına aldığın jean sana bir ömür boyu yoldaşlık etmeyecek çünkü benim kıyafetlerim de bir süre sonra eskiyor ya da dolabın dibine gönderiliyor ama ilkokulda aldığım kitaplarım hala benimle...

Bak sen o çakıya altıyüz lira veriyorsun ben de Yüzüklerin Efendisi gibi bir üçlemenin birleştiği bir kitaba yüz lira vereceğim ama bu benim eğlenceli yanımı götürmeyecek. Dışarı da kahvemi de içerim. Bir rakı masasında seninle dertleşirim de...

Canım ben kitap okuyorum ama simit-peynir-çay üçlüsünü hiçbirşeye değişmem.

Güzel adam bak okuduğum kitaplar sayesinde senin sorununa bu şekilde yaklaşabiliyorum. Ben onları okuyorum ama sen benim sohbetimi de seviyorsun? Soğuk bir insan ya da ukala biri gibi mi duruyorum? Entel mi olduk şimdi canısı?

Ben yemek yemek gibi kitap okuyorum lakin bak senin yapabildiğin herşeyi para kazanmak için yapıyorum. Mesela tuvalet temizliyorum ve bu durumdan şikayetçi değilim. Gördün mü?

Ben fanatik bir futbol taraftarıyım. Sana gel pasif ofsaytı anlatayım. Damarımdan akan kanın takımımın rengi olduğunu göstereyim. Ben dünyada her ülkede oynanan futbolu sevdiğim gibi iddia da oynarım. Ama kitap da okurum. Sen de dene..

 Sabahattin Abi benim okuduğum bölüme de pek bir bilgi katmıyor da Nicola Tesla'nın hayatını oku mesela mühendis olacaksan belki bir yardımı dokunur.

Bu yazdıklarım da uzar gider. Aslında ben bu kitaplardan korkan arkadaşların ailelerin de özellikle her çocuğun annesi ile daha fazla vakit geçirdiğini düşünürsek sorunu annelerinde buluyorum. Annesi kitap okumayı mı aşıladı? Ben iki ergen yeğenime hediye alırken araya kitap sıkıştırıyorum. Bazıları yaşlarına göre düzenlenen klasikler bazıları da eğlenceli onlara hitap eden kitaplar... Eh güzel ve tatlı anneler siz neden bunu yapmıyorsunuz? Klasik okumasın da mesela o zevkle izlediği Harry Potter serisini al oğluna. Belki hayal dünyası genişler. Hani o sevdiği ağzı bir karış açık izlediği Yüzüklerin Efendisi serisini al mesela? Eline gidip pahalı bir telefon alacağına gel ona hem teknolojiye ayak uydurmayı hem de kitap okumayı öğret...

Şimdi bir adam gelse bana Yüzüklerin Efendisi kitabıyla evlenme teklifi etse mesela yemin ediyorum kabul ederim. Ama böyle adamlar yok denecek kadar az ve ben bu durumdan şikayetçiyim arkadaş! Bilinçlendirin şu etrafınızdaki karşı cinslerimizi de biz de iki sohbet edecek adamlar bulalım karşımızda... Mesela kitap gibi adam diyebileyim...

6 yorum:

  1. Soluksuz okudum ve seni çok iyi anlıyorum. Benimde böyle bir olayım olmuştu. Kitap okumak tarzım değil denilmişti ve bana ne gerek var diye söylendiler. Direkt soğudum gerçekten. Hayat öğretiyormuş ona, okumakta neyin nesiymiş...

    Bu arada Sabahattin Ali hayranıyım bende. İnanılmaz bir yazma yeteneği var, sözcükleri arasında kayboluyorum.

    Senin için her şeyin en hayırlısı olsun canım, İnşallah güzel yürekli, kafana uygun biriyle rast gelirsiniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayat onlara herşeyi öğretiyor da bizi es geçiyor sanırım? Yaşayarak öğrenirsin ama okuyarak olgunlaşırsın diye düşünüyorum. Bir kere en basit kitap sana bir hayal gücü katabilir...

      Sabahattin Ali denildi mi akan sular durur. Saygıyla selamlarım... Bir de hep üzülürüm yanımda olamayışına...

      Sil
  2. Sonuna kadar okudum o kadar iyi anlıyorum ki :) Nasıl bu kadar çok okuyorsun? Sıkılmıyor musun? Ne anlatıyor? Eğlenceli değil gibi cümleler duyuyorum sürekli :) Anlamayacaklar bende artık anlatmıyorum zaten:)

    Hiç sevgilim olmadı ancak olursa bir kitapçıda çalışsın anlar beni :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hepsi birer önyargı değil mi? Eğleneceği kitaplar o kadar çok ki? Bir sürü kategoride ve her insana hitap edebilecek kitaplar var ama onlar önyargı ile yaklaşıyor... Ne acı...

      Umarım ilk sevgilinle en sevdiğin yazarın cümleleri arasında kaybolursun.. :)

      Sil
  3. Kuran'ın ilk emri oku!.. Demek ki okumak gerekirmiş. İstisnaları hariç tutarsak; ne yazık ki eski kitap alışkanlığımızı kaybettik ben de dahil buna. Bu yazıyla ilk uyarıyı aldık sanırım. Kitap gibi insan olmak lazım...

    YanıtlaSil