17.1.17

Adeta Bir Tilki'yim



Ara sıra kısa cümleler yazdığım bir defterim var. Ben ona günlük demeye utanıyorum o yüzden defter yani sıradan bir defter. Orada yazdıklarımı okurken son zamanlarda aslında her şeyin sonunda kürkçü dükkanına dönen tilki ile benzeştiğim noktaları gördüm. O yazılardan sonra da kendimden bahsederken sürekli 'tilki' demeye başladım.

Şimdi yine aylar sonra buraya yazarken, bir tilki edasında buraya süzülüyorum.

Altı ay falan olmuş sanırım, bana bir ömür gibi gelen ama geriye dönüp baktığımda sadece büyük bir boşluk olan bir altı ay geçirdim ve tekrar buraya geldim.

Söyleyeceklerim hem çok hem de hiç yok gibi hissediyorum. Burada şizofren gibi kendi kendime konuşmayı sanırım seviyorum. İyi de o zaman neden uzaklaşıyorum?

Çünkü, buraya yazarken çok acımasızca davranıyorum kendime ve bu bir süre beni kendimden bile uzaklaştırıyor. Buraya hiç bir zaman güzelliklerle gelemeyecekmişim gibi...

Zaten çok da güzel kelimesini yaşayamıyorum. Hatta bunu ülke olarak ne yazık ki yaşayamıyoruz. Berbat bir senenin ardından yeniden berbat bir seneye giriş yapmanın buhranını üzerimden atamıyorum. Aslında buhrana girmek için tek bir sebebe ihtiyacım yok. Şu saatlerde oldukça büyük bir buhran içindeyim. Ocak ayının onyesisinde' benim en büyük kaybımı yaşarken küçüldüğüm bu günde geldim buraya. Aslında sadece öylesine yazmak için geldim. Bu tarihte başka hiçbir yere yazmadan sadece buraya yazmak istedim. 

2 yorum:

  1. Benim de tam tersine tilki gibi ayda yılda bir uğradığım bir defterim var. Bloga bir şekilde saçmalıyorum da defter daha yakınım/gerçeğim olduğundan hep sert oluyorum. belki ondan çok seyrek yazıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendimize en acımasız davrandığımız yerlere daha az uğruyoruz demek ki. Ama en azından bu sefer böyle yapmamak için uğraşacağım.

      Sil