20.11.15

Sorun Bende Değil. Evren'de


Daha bir önceki yazımda 'Birine ihtiyacım var. Beni adam edecek ve bana kendimi hatırlatacak birine..' diye bir cümle kurmamdan yirmi dört saat sonra hayatıma ansızın adamın birini aldım. Aslında geçen senenin kış aylarında kendisi beni hayatına almak istedi ama ben istemedim. Aradan bir seneye yakın bir zaman geçti. Olmayan dua'larım ve artık birini bekleme sevdamdan vazgeçip beni gerçekten hayatında isteyen bir adamla, hayatımı birleştirmek istedim.

Şimdi burada içimden bir Ali Ağaoğlu çıkıyor ve "Yaptım, oldu." diyor.

Oldu ve dakikasında 'Lan acaba?' demeye başladım. Soğuk ve iğneleyici dilimin aksine içimde büyüttüğüm bir vicdan var. Birini kırmaktan ve bir adamın hayatına iz bırakmaktan korkuyorum. Yıllar sonra ben aklına gelmeyeyim istiyorum. Ayrılık olacaksa aman zararı veren taraf ben olmayayım diyorum.

Tüm korkularıma rağmen ısındığımı yavaş yavaş söyleyebilirim. Zaten tanıştığımız bu süre boyunca keyifli bir arkadaşlığımız vardı. Yanında eğlenmek güzel. Birbirimize sürekli sataşmalarımızı seviyorum.

"Hayatımda ol artık" dedi. Başkalarının bana yaptığını yapmak yerine "Bu sefer ben de istiyorum." dedim. Ama ne istediğimi bilmeden...

İki sene önceki ilişkimdeki adama kız arkadaşlarımı bile kabullendirememişken bu adam arkadaşımın doğum gününe gelip 'Sevgilim' olarak her biriyle tanışıp muhabbet etti. Bir de üstüne üstlük çalıştığım yere gelip benim kendi çapımdaki minik aileme kendisini 'enişte' olarak tanıtıp sevdirdi. Herkesin gönlünü feth etti.

Benim asla vazgeçemediğim V yakalarıma "Dekolte, beni sinirlendirir." dedikten saniyeler sonra "Ben yanında olduğum sürece istediğini giymende sıkıntı yok." dedi. Hayatımın erkeğini evrenden isterken kurduğum cümleyi pat diye gözlerime bakarak söyledi.

Elimi tutmaya çekindi. Bana güzel sıfatlar kullanırken çekindi. Bana değer verdiğini gözüme sokar gibi bir halde... Yapmacık olmadığını rahatça anlıyorum. Bunun sebebi sivri dillinden ve içinden geçenleri diline yansıttığını bilmemdir.

Kimse gibi beni saklama gereksinimi duymadı.

Bir elimi tuttu.
Bir kokusunu içime çektim.
Bunları yaparken bana bir avuç huzur sundu. Üstelik kısa bir zamanda bu huzur duygusunu verdi. Kokusu elime sindi, elimi koklayarak içimdeki o sıkıntıyı atarak uyudum.

Ama öyle bir haldeyim ki ailem beni ortada bırakırken ben bir adama güvenemiyorum. Ailem bana gönderdiği beş kuruşun lafını ederken benim sevgilimin hesap ödemesiyle gözüm dönüyor. Direk ayrılık diye dolanmaya başlıyorum. Hem de bu kadar kısa sürede...

Adam bana huzuru iki eli arasında veriyor. Ben ona güvenemiyorum. Etrafımda kimseye bu ruh halimi anlatamıyorum. Herkes beni anlasın desteklesin, istemiyorum. Ama birileri benim kafamı böyle kabul etsin istiyorum.

Ben yanımdaki adamın sürekli hesabı ödemesini istemiyorum. Ben öğrenciyim o çalışıyor diye bu durumu zorunluluk hissettsin istemiyorum. Ki ben de çalışıyorum. Ben heryere onun arabasıyla gitmek istemiyorum. Cüzdanımız ortak olsun. Ben de ödeyeyim o da ödesin. Bana 'Ben erkeğim.' triplerine girsin, istemiyorum. Bu o kadar mühim bir konu ki kafamı duvarlara sürtesim geliyor.

Yirmi üç yaşındayım. Bu yaşıma kadar evren'den ne istediysem oldu. Ama hep bir yerden beni yanlış anlıyor. Ya o götünden anlıyor ya da ben bir yerde eksik bir şeyler diliyorum...

4 yorum:

  1. Ahh.. içimden geçen sadece bu.. eleştirmeyeceğim, nasihat de vermeyeceğim ama yazmadan da edemedim..
    Sevgiler..

    YanıtlaSil
  2. ben de bişi yazmadan edemedim (:
    yaşadığımız olumsuzluklar içimizi karartıyor ama genelleme kötü belki bu öyle olmayacak belki daha da güzel olacak ha belki daha kötü de olabilir. şöyle de bir şey var ölüm var ama biz yaşamaya devam ediyoruz (:

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 'Genelleme' sevmem ama kendi hayatımdaki herşeyi genellerim. Bu da en nefret ettiğim huylarımdan bir tanesidir. :(

      Sil