15.2.16

sorunlu ailelerin, sorunlu çocuklarına selam olsun...



Babanız, cinayet işlememiş olabilir. Anneniz, evin içinde maneviyatını coşturan bir kadın olabilir. Evinizin içindeki bireylerin dışarıya verdiği görüntü mükemmel bir aile de olabilir. Bunlar sizin sorunlarınızı önler mi? Hayır.

Aile içinde yüksek sesle kavgalar varsa eğer yüksek sesle konuşan insanlara tahammül edemeyen bir hale gelirsiniz. Sevginizle yüksek sesli tartışmalara girmek en nefret ettiğiniz andır ve sizi de o raddeye getirebiliyorsa onu tebrik edersiniz. Sesi hiç mi yükselmez bu çocukların? Yükselir. Bağırır, çağırır işte o an onların gözünün döndüğü andır. Eline bir bıçak da alabilir ya da bir anlık o gözü dönmüşlükle annesinin gırtlağına da yapışabilir.

O dışarıdan mükemmel görünen babanızın annenize ağıza alınmayacak hakaretler ederken bir kere duydunuz mu? Tamamdır. Bundan sonraki hayatınızda iki ruh haline bürünebilirsiniz. Birincisi; hayatınıza giren adamlarla ağzınızı bozarak iletişim haline girersiniz ve bu size çok normal gibi görünür. Herkesi ve herşeyi bir yere atar saygı kelimesini unutursunuz. Ya da ikinci seçenek; sizi çok basit bir şekilde aşağılayan adamı çok sevseniz de o an gözünüzde bitirirsiniz. Saygı kelimesi sizin için çok anlam kazanır. Bir kere yapılan basit bir aşağılama cümlesi ile içinizdeki çoğu şey biter.

O mükemmel babanızın defalarca sevgilisi olduğunu duyarsınız ve bunu umursamıyor gibi görünürsünüz. Burada çocuklar üçe ayrılıyor; birincisinde bu duruma şahit olan çocuklar var. Kesinlikle psikolojik tedaviye ihtiyaçlarının olduğunu düşünüyorum. Annesi ve babasının metresleriyle aynı ortamda nefes alan bir çocuğun geriye kalan hayatı sorunsuz geçse de ne kadar normal bir insan olabilir ki? İkincisi ise babasının ihanetlerinin anlatıldığı ama o duruma şahit olmayan çocuklar. İnanın bunların da diğerlerinden farkı kalmıyor. En ufak aldatma muhabbetlerinde annesinin o ruh halini düşünür. O kadınları ve o kadınların şu an ne yaptıklarını düşünür. İlişkilerine öyle veya böyle bu durum yansır. Küçücük bir şüphe düşerse aklına o ilişkinin devamı olmaz. Bana göre üçüncü grupta yer alan çocuklar ise aldatma durumunu normal karşılayanlardır. Özellikle bu duruma tepkisiz kalan anneler ya da bu durumu basit gösteren ailelerin çocukları oluyorlar. İleride aldatmak ve sonrasında affetmek ya da affedilmek de sıradanlaşıyor.

Evinde kavgaları olan çocuklar vardır. Sadece bu kavgalar bile aslında onun geleceğinin sorunlu olacağını garantiler. Annesi ile babası ayrı yatar, bu çocuğun boğazında oluşan yumruyu görmezler. Bağırırlar birbirlerine bir ağız dolusu hakaretlerle bilmezler çocuklarında bırakacakları o derin yaraları... Değer verdikleri hiçbir şey yoktur. Var gibi görünür ama yoktur. Çocuk zamanla bunu fark eder. Sözlerinin o kavgalar arasında nasıl heba olduğunu görür. Hayalleri yavaş yavaş kararmaya başlar.

Zamanla aynı masada bile toplanamayan bir ailenin çocuğu olurlar. Hayatlarının bundan sonraki evresinde her gün en azından bir kere bir masada toplanan aileleri garipserler. Biriyle yaşayamaya başladıklarında tökezler bu çocuklar. Çünkü karnı acıktıysa ayak üstü yer ve geçer. Bencillik sarmıştır aslında dört bir yanını, bir markete girdiğinde sadece o an kendisinin ne istediğini düşünür. Yatar kalkar, o bir kişilik kahvaltılara da tek kişilik ayak üstü yemeklere de alışıktır. Bu durum ona düzenli bir aile ile karşılaşana kadar normal görünür.

Annesi gider kendisine göre bir şeyler yapar. Babası, kimseye fikrini sormaz. Bu çocuk da alışır kimseye hesap vermemeye ve kimsenin fikrini önemsememeye... İlerde bunun başını ağrıtacağını bilmez.

Kimse birbirine sevdiğini söylemez. 'Seni seviyorum' cümlesini kullanmamanın gururunu yaşar anlamsızca. Öyle görmüştür? Aile içinde bile herkes birbirinin ardından şikayet eder. Güven nedir bilmez o çocuklar. Herkes birbirinden bir şey saklar. Çocuk da bu durumu normal zanneder. Güvensizlik içinde yaptığı basit hataları bile gizleyerek büyür.

Bu çocuklar en çok aileleri sayesinde dışarıya farklı görünmeyi öğrenirler. İçeriden bakıldığında 'aile' bile olmayan kişilerin dışarıya nasıl da mükemmel aile olduklarını görür ve ne olursa olsun kapıdan çıktığı an gülümser. İyidir. Kimse onun yarasını da izini de görmemelidir. Ağlamamalıdır çünkü ağlamak da konuşmak da acizce gelir. Şayet başka birilerinin yanında ağlarsa veya ruh halinden bahsederse kendine lanet eder. Aslında biraz suskunluğunun acısını çıkarmak istiyordur ve bunda kötü bir durum yoktur ama bunu bilmez. Ailesinden dışarıya karşı mükemmel olmayı öğrenmiştir.

Bir an önce o evden uzaklaşmak için üniversite hayali kurar. Asla evlenmeyi düşünmez. Bir çocuk sahibi olmak? Hiç sanmıyorum. Bazen umut ederler, ailesi olsun ve asla kendi ailesi gibi olmasın. Bir ilişkiye başlarlar. Sonra her bir anında kendi ailelerinin onlara açtıkları yoldan gittiklerini görürler. Sağlıklı bir aile fikri uzak gelir. Karşısındaki adam bağırmaya başladığı an kopar tüm sevgi hisleri, 'salak' gibi basit bir kelimeyle yıkılır o çok sevdiği adamın güzel karakteri...

Sorsanız bu çocuklara genel olarak evliliği de sorun olarak görürler. Haklıdırlar. Etraflarında mutlu bir evlilik olup olmadığını sorarsanız bir süre düşünüp zor bir cevap verirler. Ama onlara evliliğin nasıl kötü bir şey olduğunu sorarsanız size bu konuda tez bile hazırlayabilirler.

Başlarda kendilerini ailelerinden soyutlarlar. Onlar gibi olmadıklarını düşünürler. Dışardan bakıldığında gerçekten haklıdırlar. Ama içine girince durum değişir. Zamanla aslında sorunlu taraflarını ve ailelerinin üzerilerinde bıraktıkları izleri görmeye başlarlar. Kendi karakterlerini değiştirmek isterler çünkü o korkunç aile bireylerinin en ufak bir hareketini bile kendilerinde görmekten nefret ederler. Ne yazıkki hiçbir yerde anlamasalar bile basit bir ilişkide tüm sorunları gün yüzüne çıkmaya başlar. Sonrası ise bir yığın karmaşıklık ile devam eder. Sağlıksız ilişkiler, sorunlu arkadaşlıklar, güven sorunları ve kişilik analizleri diyerek kafayı yemenin sınırına kadar gelirler.

6 yorum:

  1. çok güzel anlatmışsın ancak eksik kalmış,böylesine berbat ,yapmacık vıcık vıcık ailelerin çocukları her zaman ilişkilerinde sorun yaşamazlar.Senin anlattığın gruptan hariç bir de,yaşadıklarından dersler çıkaran,kendi ilişkilerini inşa ederken aynı hatalara düşmeyen,karşı tarafın davranış kalıbını kolayca çözebilen grup oluyor.Yani her şeye rağmen başaran, güçlü bireyler.Ve onlar çok sağlam ilişkiler kurup sağlam yuvalara sahip oluyorlar,biraz uzun sürse de :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güçlü olmaları konusuna katılıyorum. Güçlüler ve aslında hayata bir sıfır önde devam edebilirler. Bu tamamen onların ellerinde tabi...

      Sil
  2. İbretlik bir yazı olmuş; gerçekler bir bir anlatılmış. Bu arada ben de Sevda şahin'in hatırlatmasına katılmak istiyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de kendilerine katılmadan edemedim. Çoğunluk olduklarını düşünmesem de

      Sil
  3. Ellerine kalemine. Ta içime dokunan bir yazı olmuş. O çocuklar hiç anlaşılmıyor. Bir süre sonra diğer yaşam biçimlerine ayak uyduramıyorlar.. Zor herşey onlar için çok zor

    YanıtlaSil